Goldman Sachs Analizi: Gümüş mü Altın mı?
Altın ve gümüş fiyatları ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşının yeniden alevlenmesiyle yükselirken, Goldman Sachs analistleri gümüşün yükselişi konusunda ihtiyatlı olunması gerektiğini vurguladı.

Bu yılki değerli metal rallisinde dikkatleri üzerine çeken gümüş, %70'in üzerinde değer kazanarak altının %50'lik kazancını geride bıraktı. LSEG verilerine göre, gümüş bugün küresel ticaretin erken saatlerinde yükselişini sürdürerek ons başına 51,38 dolarlık rekor seviyeye ulaştı.
Altın da Fed'in faiz indirimleri ve güvenli liman talebine yönelik beklentilerin etkisiyle, geçen hafta 4 bin doların üzerine çıkması sonrası ons başına 4.060 dolar civarında rekor seviyeye ulaştı.
İki metalde de görülen bu son artışlar Başkan Donald Trump'ın Çin'den yapılan ithalata ek olarak %100 gümrük vergisi uygulayacağını açıklayarak Çin ile ticaret savaşını yeniden alevlendirmesinin ardından geldi.
“Gümüş kısa vadede aşağı yönlü fiyat riski taşıyor”
Gümrük vergisi şoku halihazırda ısınmış olan piyasayı daha da alevlendirdi. Ancak Goldman Sachs analistleri pazar günü yayınladıkları notta gümüşün yükselişi konusunda ihtiyatlı olunması gerektiğini vurguladı.
Analistler, Fed'in faiz indirimleri olasılığı nedeniyle gümüşün orta vadede kazançlarını sürdürmesinin muhtemel olduğunu ancak kısa vadede altınla karşılaştırıldığında önemli ölçüde daha fazla volatilite ve aşağı yönlü fiyat riski gördüklerini ekledi. Ayrıca altının yapısal merkez bankası teklifiyle desteklenen tek emtia olduğunu vurguladılar.
Merkez bankaları altın fiyatlarını yukarı çekiyor
Tarihsel olarak paralel hareket eden gümüş ve altın fiyatları, son yıllarda özellikle merkez bankalarının alımlarının altını yukarı çekmesi nedeniyle değişmiştir. Goldman analistlerine göre, gümüş ise güneş panelleri gibi endüstriyel kullanımları nedeniyle daha döngüseldir ve bu da onu bir hedge olarak daha az güvenilir kılar.
Analistler durumu, “Gümüş, altını destekleyen kurumsal ve ekonomik profile sahip değildir. Gümüş, IMF rezerv çerçeveleri altında tanınmamaktadır ve modern merkez bankası portföylerinde önemli bir yeri yoktur” şeklinde değerlendiriyor.