Japon Bireysel Yatırımcı Yine TL’ye Döndü
Japon bireysel yatırımcılar, geçmişte defalarca zarar etmelerine rağmen Türk lirasına yeniden yönelmeye başladı. TL, yüksek getirisiyle risk iştahı yüksek yatırımcıların ilgisini çekiyor
Japon bireysel yatırımcılar, geçmişte birçok kez kayıplar yaşamalarına rağmen Türk lirasına yeniden yöneliyor. Bu yıl yen karşısında yüzde 16’dan fazla değer kaybeden TL, risk almayı seven ve kısa vadeli işlem yapan Japon yatırımcılar için yeniden cazip hale geldi. Tokyo Financial Exchange verilerine göre 12 Kasım itibarıyla lira-yen hareketlerini izleyen yaklaşık 900 bin kontrat bulunuyor.
Bu seviye tüm zamanların zirvesine oldukça yakın.
Lira-yen pozisyonlarının toplam büyüklüğü 32,8 milyar yen (yaklaşık 212 milyon dolar) seviyesine ulaşmış durumda. Yıllıklandırılmış bazda yüzde 30’un üzerinde üç aylık getiri sunan Türk lirası, Japonya’daki yüzde 1’in altındaki yerel getirilerin çok üzerinde kazanç vadediyor.
Brezilya reali gibi diğer carry trade para birimleri bu yıl spot bazda daha iyi performans göstermiş olsa da TL’nin sunduğu faiz getirisi hâlâ çok daha yüksek.
Ancak uzmanlara göre riskler göz ardı edilmemeli. Mizuho Securities baş stratejisti Shoki Omori, Türk lirasının “Japon bireysel yatırımcılarının dokunmak isteyeceği son para birimi olması gerektiğini” belirterek uyarıyor:
“Kendilerini defalarca batıran para birimlerine tekrar yöneliyorlar.”
Analistler, özellikle küçük yatırımcıların kaldıraçlı pozisyonlarını artırmaya devam etmelerinin, olası bir trend dönüşünde ağır kayıplara yol açabileceği görüşünde.
Bu esnada dolar/yen paritesinin 155 seviyesine ulaşması, Japonya’nın döviz piyasasına müdahale edebileceği beklentilerini artırmış durumda. Böyle bir müdahalenin yenin hızla değer kazanmasına neden olabileceği ve diğer para birimlerinde ani fiyat hareketleri yaratabileceği belirtiliyor.
Ebury Piyasa Stratejisi Başkanı Matthew Ryan, carry trade işlemleri için en büyük tehdidin Japon yetkililerin olası müdahalelerinden geldiğini ifade ederek, yen kurunda yaşanabilecek sert dönüşlerin en büyük risk olduğuna dikkat çekiyor.