Hem yurt içinde hem de yurt dışında piyasalar, haftanın ilk işlem gününe peş peşe gelen olumlu haber akışlarıyla başladı. ABD ve İngiltere arasında yapılan ticaret anlaşmasının ardından, ABD ve Çin de anlaşmaya vardığını duyurdu. Buna göre, ABD, Çin mallarına uyguladığı gümrük vergilerini 90 gün için yüzde 145’ten yüzde 30’a; Çin, ABD mallarına uyguladığı gümrük vergilerini 90 gün için yüzde 125’ten yüzde 10’a düşürecek. Öte yandan, Rusya ve Ukrayna arasındaki barış görüşmelerinin 15 Mayıs'ta İstanbul’da yapılacak olması, Hindistan ile Pakistan'ın ateşkes konusunda anlaşması da olumlu gelişmeler arasında yer aldı. Bütün bunların yanında, terör örgütü PKK'nın kendini feshettiğini ve silahları bıraktığını duyurması, yurt içinde yaşanan oldukça önemli bir gelişme olarak öne çıktı.
Haberlerin ardından, dünya borsa endekslerinde ve Borsa İstanbul'da risk iştahı yükseldi; endekslerde hızlı değer artışları yaşandı. Bitcoin, petrol fiyatları, ABD tahvil faizleri de yükselirken; dolar endeksi ve euro/dolar paritesi yaklaşık bir ayın en düşük seviyesine geriledi; altın fiyatlarında kayıp gün içinde yüzde 3'leri aştı. Öte yandan, Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) geriledi.
Borsa İstanbul 100 endeksi, dünkü işlemlerde yüzde 3'ün üzerinde primli bir seyir izlerken, 9700 puanın üzerine çıktı ve yaklaşık 3 haftadır süren dar bant aralığından yukarı doğru bir sıçrama gösterdi. Borsada en çok değer kazanan hisse senetleri, Rusya ve Hindistan’da iş yapan şirketlerin yanı sıra, Suriye ve Ukrayna’nın yeniden inşası sürecine bağlı olarak çimento ve inşaata dayalı şirketler oldu. BIST 100 endeksi, tarihi zirvesini 18 Temmuz 2024 tarihinde 11.252 puana taşırken; yıl başından bu yana yatırımcısına yüzde 1'in üzerinde kaybettirdi. Uzmanlar, Borsa İstanbul'da yaşanan bu iyimserliğin sınırlı kalacağını söylerken, yılın ikinci yarısında enflasyonun gerilemesi ve politika faizinde yeniden indirim sürecinin başlamasıyla daha olumlu bir seyir izleneceğini öngörüyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 17 Nisan'da gerçekleştirdiği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında sürpriz bir kararla politika faizini (bir hafta vadeli repo ihale faizi) 350 baz puan yükseltti ve faizi yüzde 46 seviyesine çekti. Böylelikle Merkez Bankası, piyasalara "Ben buradayım." mesajı vermeyi sürdürürken, bankanın politika faizinde bir sonraki indirimi ne zaman gerçekleştireceği hem piyasalar hem de ekonomi açısından belirleyici bir süreç olacak.
Önceki hafta açıklanan nisan ayı enflasyonunda risk unsurunun canlı olması, mayıs ayı enflasyonunda da benzer bir tablonun oluşabileceğini düşündürürken, bu doğrultuda TCMB'nin politika faizini beklenenden daha uzun süre yüksek tutabileceği görüşleri artıyor. Piyasa beklentisi şu anda, bankanın bir sonraki faiz indirimini temmuz ayında yapabileceği yönünde. Bu da yatırımcının, daha riskli olan borsa yerine, riski düşük yatırım aracı olan mevduat faizinde daha uzun süre kalması anlamına gelebilir.
A1 Capital Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Baki Atılal:
"Yurt dışında yaşanan gelişmeler neticesinde, yükselen bir BIST 100 endeksi görmekteyiz. Önce ABD-İngiltere ticaret anlaşması, ardından ABD-Çin görüşmelerinin olumlu ilerlemesi, Rusya-Ukrayna görüşmelerinin ön koşulsuz ve kalıcı barışı sağlamak üzere İstanbul’da yapılacak olması, bir anda bu bölgede iş yapan şirketlere BIST 100’de alım getirdi. Ayrıca, terör örgütünün silah bıraktığını açıklaması da, başta Suriye’deki gelişmeler neticesinde çimento ve inşaata dayalı şirketlere alımı beraberinde getirince, endeks 9709 seviyesine kadar sert yükseldi. Bundan sonraki süreçte, AB-Türkiye ilişkileri, Suriye ve Ukrayna’nın Türkiye tarafından yeniden yapılandırma süreci, Borsa İstanbul’un T+1 takas döngüsüne geçişin uygulanabilirliği için çalışma başlatması gibi olumlu haber akışları, bizi olumlu etkileyecek etmenler arasına girer.
Diğer taraftan, borsamızdaki zayıflama; yurt içi siyasi gelişmelerle enflasyon, faiz ve kredi mekanizması üzerinden gerçekleşti. Yurt dışı gelişmeler bunun bir kısmının yerine konmasına neden oldu. Fakat, yeniden hikâyemizi yazmak için birçok etmenin yeniden mart başına gerilemesi gerekiyor.
Enflasyon düşüş patikasına devam ederse, tahvil faizleri 2 yıllıklarda yüzde 37’lerin, 10 yıllıklarda yüzde 26’ların altına gelirse, faiz yüzde 40’ların altına gerilerse, rezervler artmaya başlar ve CDS primleri düşerse, bankalar kredi musluklarını açarsa, TCMB yeniden faiz indirim sürecine girerse, makro ihtiyati tedbirler ortadan kalkarak yeniden normalleşme olursa ve tüm bunların neticesinde şirketler finansmana ulaşmakta zorluk çekmez, yatırım ve de istihdam yaratmaya başlarlarsa, şirketlerin kârlılıkları artmaya başlar. Sonrasında, para piyasası fonları ve dövize park etmiş fonlarda çözülme görmeye başlarız. Sonuç olarak da, borsada kalıcı bir yükselişten (10.500’lerin üzeri) ve faizden yüksek bir performans gösteren borsadan bahsetmeye başlayabiliriz."
Ahlatcı Portföy Genel Müdürü Tonguç Erbaş
"Bu yılın ilk yarısı, küresel ekonomi tarafında belirsizliklerin, siyasi ve jeopolitik risklerin öne çıktığı; küresel ticaret savaşlarının ve faiz politikalarının gölgesinde dalgalı bir seyir izlendiği bir dönem olmaya devam ediyor. Ancak son dönemdeki makroekonomik gelişmeler ve ülkelerin ABD yönetimi ile müzakereleri, küresel tarafta tarife belirsizliklerini azaltarak yılın ikinci yarısı için daha olumlu bakmamızı sağlıyor. Yıl genelinde Trump belirsizliği, jeopolitik gelişmeler ve ülke borçlulukları kaynaklı riskler konuşulmaya devam ederken; kısa vadede ABD ve Çin arasında tarifelerin düşürülecek olması, Rusya ve Ukrayna’nın ateşkes ve barış anlaşması için tarih ve görüşmenin netleşmeye yaklaşması, diğer taraftan terör örgütünün silah bırakacağını açıklaması sonrasında iyimserlik yükseldi.
Borsa İstanbul tarafında dalgalı geçen son ayların ardından, 9000-9350 endeks seviyesinde dip çalışmasının gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Yılın ikinci yarısında, küresel piyasalarda tarifeler ile ilgili belirsizliğin daha da azalacağını ve gerileyen enflasyon ile birlikte merkez bankalarının faiz indirimlerine devam edeceğini düşünüyoruz.
Kısa vadede endekste 9500 seviyesinin yukarı yönlü kalıcı kırılması sonrasında, 9700’ün de aşılmasını bekleyeceğiz. Bu hareketin beklentiler doğrultusunda gerçekleşmesiyle, önce 10.250 direnci ve sonrasında eski zirve seviyesi olan 11.250 seviyesine yakın yerlerin test edilmesini ve artan yabancı yatırımcı ilgisinin desteğiyle, Borsa İstanbul’un yükselen bir trend içerisine girmesini bekliyoruz. Bu gelişmeler ışığında, bankacılık sektörü başta olmak üzere gıda perakende, ulaştırma, savunma sanayi, enerji ve kısmen demir çelik sektörlerinin iskontolu kaldığını ve yukarı yönlü tepki vermesini beklemekteyiz."
Allbatross Portföy Fon Yöneticisi Gökhan Uskuay:
"Hafta sonu birçok olumlu gelişmeye vesile oldu. İki nükleer silaha sahip Hindistan ve Pakistan arasında kısa süreli savaşın ateşkese bağlanması, Rusya ve Ukrayna’nın barış görüşmelerini perşembe günü İstanbul’da gerçekleştirme planı ve Hamas’ın rehine takası ile ilgili görüşmelere yeniden başlanmasıyla jeopolitik risklerde belirgin bir azalma olduğunu gördük. ABD ve Çin’in, ilk defa oturduğu ticari müzakere masasından bir uzlaşma ile kalkması, ticari belirsizlikleri ve global büyümeye yönelik riskleri azaltıcı bir gelişme oldu.
Tüm bu olumlu gelişmeleri alt alta koyduğumuzda, Türkiye’nin 5 yıllık CDS’i 318 seviyesine geriledi. 18 Mart’ta CDS 254 seviyesindeydi. O yüzden CDS 300’ün altına gerilemedikçe, global jeopolitik risklerin ve ticari belirsizliklerin etkisini ‘sınırlı olumlu’ olarak özetleyebiliriz.
Borsaya bakıldığında ise, en olumlu fiyatlamaların Rusya ve Hindistan’da iş yapan şirketlerde olduğunu görüyoruz. Anadolu Efes, Çelebi Yer Hizmetleri ve Enka İnşaat tavan fiyatlardan işlem görürken; Rusya ve Ukrayna barışının, ulaştırma sektörünü olumlu yönde etkilediğini gördük. Sonuç olarak, aşağı yönlü risklerin sınırlandığını ama yükselişin kalıcı olması için rezervlerin yeniden artması ve sonrasında TCMB’nin öncelikli olarak haftalık fonlamaya geçirecek şartların yeniden oluşmasına bağlı olduğunu düşünüyorum ki aşağı yönlü risklerin sınırlanmasıyla yatay ve seçici hareket iki ay daha sürebilir."