BlackRock Raporu: 2026’ya Giderken Yapay Zekâ Piyasalarda Öne Çıkıyor

BlackRock Investment Institute (BII), yayımladığı “2026 Yılı Global Görünüm” raporunda küresel ekonominin yapay zekâ başta olmak üzere bir dizi “mega güç” tarafından yeniden şekillendirildiğini bildirdi. Raporda, yapay zekâ yatırımlarının hız ve ölçek açısından benzeri görülmemiş bir sermaye harcaması dalgası yarattığına dikkat çekildi.

BlackRock’a göre teknoloji sektörü, geçmişteki sermaye-hafif büyüme modelinden sermaye-yoğun bir büyüme evresine geçiş yapıyor. Bu dönüşümün yalnızca yatırım ortamını değil, aynı zamanda fiziksel, finansal ve sosyo-politik sınırları da zorladığı ifade edildi. Yapay zekâ, enerji dönüşümü ve jeopolitik ayrışma gibi başlıklar önemini korurken, piyasaların ana yönlendirici gücü olarak öne çıkıyor.

Raporda, mevcut küresel ortamda risksiz bir yatırım stratejisinin kalmadığı vurgulandı. BlackRock, artan belirsizlikler nedeniyle aktif yatırım yönetiminin önem kazandığını belirterek, yatırımcıların daha esnek ve dinamik portföy stratejilerine yönelmesi gerektiğini kaydetti.

Yüksek değerlemeler için balon uyarısı

Yapay zekâ yatırımlarının tetiklediği hızlı yükselişin, yüksek değerleme risklerini de beraberinde getirdiği belirtildi. Shiller fiyat/kazanç oranına göre ABD hisse senetlerinin, 1929 ve dot-com dönemleriyle karşılaştırılabilecek kadar pahalı seviyelere ulaştığına dikkat çekildi. Buna rağmen, tarihsel olarak dönüşüm dönemlerinde değerlemelerin bir süre daha yükselmeye devam edebildiği hatırlatıldı.

BlackRock, yapay zekâ altyapısına yönelik sermaye harcamalarının ölçeğinin çok geniş olduğuna işaret etti. Bu yatırımların toplam kazanç potansiyelinin yüksek olduğu ancak elde edilecek getirilerin ne kadarının teknoloji sağlayıcı şirketlerde kalacağının henüz netleşmediği ifade edildi.

ABD hisselerinde ağırlık korunuyor

Raporda, piyasa pozisyonlarına ilişkin değerlendirmelere de yer verildi. BlackRock, yapay zekâ teması ve Fed’in faiz indirim sürecinin risk iştahını desteklemesi nedeniyle ABD hisse senetlerinde “overweight” pozisyonunu koruyor. Avrupa hisseleri için ise düşük kazanç artışı nedeniyle “nötr” duruş sürdürülüyor.

Avrupa piyasaları içinde finans ve sanayi sektörleri ön plana çıkarken, Japon hisse senetleri hem taktiksel hem de stratejik açıdan tercih edilen bölgeler arasında yer aldı. Gelişmiş ülke uzun vadeli tahvillerinde ise ağırlık azaltma eğilimi dikkat çekti.

Raporda, gelişmekte olan ülkelerin döviz cinsinden borçlanma araçlarının sınırlı arz, cazip getiri oranları ve sağlam kamu maliyesi nedeniyle öne çıktığı belirtildi. BlackRock, Hindistan’ı yapay zekâ gibi mega güçlerden faydalanmak isteyen uzun vadeli yatırımcılar için gelişmekte olan ülkeler arasında en cazip pazarlardan biri olarak değerlendirdi.