Hakan Güldağ Uyardı: "Üretim Zorlaştı, Sanayisizleşme Riski Artıyor"

Yayınlama: 13.10.2025 10:44:00 Güncelleme: 13.10.2025 11:53:20

Dönüşen Liderlik Zirvesi’nde konuşan EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, siyasetin ekonominin önüne geçtiğini belirterek, “Bu tablo üretimi zorluyor, sanayisizleşme riskini artırıyor” uyarısında bulundu.

Hakan Güldağ Uyardı: "Üretim Zorlaştı, Sanayisizleşme Riski Artıyor"

“Yarının Belirsizliğinde Bugünü Kazanmak” ana temasıyla düzenlenen 4. Dönüşen Liderlik Zirvesi, 9-11 Ekim tarihleri arasında Elite World Grand Sapanca’da gerçekleştirildi. EKONOMİ Gazetesi ev sahipliğinde, PwC iş birliğiyle ve Sabancı Holding’in ana sponsorluğunda düzenlenen zirvede “Konjonktürel Sohbetler” başlıklı bir panel yapıldı.

Panelin moderatörlüğünü EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ üstlenirken, panelde ekonomist Ali Ağaoğlu, EKONOMİ Gazetesi köşe yazarı Mete Belovacıklı ve iş insanı-yazar Hilmi Güvenal yer aldı.

“Siyaset ekonominin önüne geçti”

Panelde konuşan Hakan Güldağ, Türkiye ekonomisinin mevcut koşullarda üretim açısından giderek zorlandığını vurguladı:

“Siyaset direksiyona geçti, ekonominin işi zorlaştı. Enflasyonla mücadelede işimiz daha da zor olacak. Kontrollü kur rejimi de yüksek faiz de devam eder. Kredilerin genişlemesine izin verilmez. Bu ortam, enflasyonun düşürülmesi için gerekli görülüyor ancak üretimde ciddi sıkıntılara yol açıyor.”

Güldağ, siyasi önceliklerin ekonomik rasyonelin önüne geçmesinin, Türkiye’nin üretim kasını zayıflattığını ve sanayisizleşme riskini artırdığını belirterek şunları söyledi:

“Dünya yeni bir sanayileşme dönemine hazırlanırken, Türkiye bu sürece ters ayakta yakalandı. Siyasetin ekonomiyi yönlendirdiği bu dönemde ekonomiye odaklanmak giderek güçleşiyor. Önümüzdeki yıl siyaset, ekonomi üzerinde daha da etkili olacak. Bu da sanayisizleşme yönündeki süreci hızlandırır.” 

Mete Belovacıklı: 2027’de erken seçim ihtimali güçlü

Panelde konuşan EKONOMİ Gazetesi köşe yazarı Mete Belovacıklı, siyasetteki gelişmelerin ekonomi üzerindeki etkisine dikkat çekti:

“2027’de erken seçim görünüyor. Türkiye’de yaşanan birçok gelişme bu seçim dinamikleriyle bağlantılı. Mevcut siyasi hareketler içinde hem CHP’de hem de Kürt siyasi hareketinde bölünme ihtimalleri var. Bu, siyasi rekabeti yeniden şekillendirebilir. Ayrıca anayasa tartışmaları da gündemde ama olası bir referandumun seçim havasına dönüşmesi muhtemel. Bu yüzden değişiklikler büyük ihtimalle Meclis içinde çözülmeye çalışılacak.”

Hilmi Güvenal: CEO piyasasında yeni bir açılma bekliyoruz

İş dünyasının dönüşümüne değinen Hilmi Güvenal, özellikle savunma sanayi ve yönetim değişikliklerine dikkat çekti:

“Savunma sanayi şu anda yeni otomotiv sektörü haline geliyor. 20 yıl önce herkes otomotive girmek isterdi, şimdi herkes savunmaya yöneliyor. Aselsan borsanın yıldızı oldu, bu da birçok şirketin uyanmasına yol açtı. Ayrıca Türkiye’nin önde gelen sanayi gruplarında CEO değişimleri hızlandı. Sabancı, Anadolu Grubu, Eczacıbaşı, Zorlu gibi gruplarda değişim yaşandı. Bu trendin devam edeceğini, CEO piyasasında yeni bir açılma olacağını düşünüyorum.”

Güvenal ayrıca Türkiye’nin demografik yapısındaki değişime parantez açıt:

“Nüfus artmıyor ama hane sayısı artıyor. 26 milyon hanenin 5,5 milyonunda sadece bir kişi yaşıyor. Bu, tüketimi canlı tutan önemli bir faktör. Ancak nakit yaratamamak şirketler için en büyük sorun olmaya devam ediyor.”

Ali Ağaoğlu: Altın fiyatlarında düzeltme bekliyorum

Küresel piyasaları değerlendiren ekonomist Ali Ağaoğlu, altın fiyatlarında kısa vadeli bir düzeltme beklediğini ifade etti:

“Altın fiyatlarının 36 gün içinde 3.300 dolardan 4.000 doların üzerine çıkması sağlıksız bir yükseliş. Bu artış jeopolitik risklerden değil, ABD dolarına ve tahvillerine olan güvensizlikten kaynaklandı. Yakında bir düzeltme görebiliriz. Şu anda bulunduğumuz seviye bir dinlenme alanı. Bu seviyeden altın almazdım ama satış için fırsat kollanabilir.”

Faiz politikasına dair de görüşlerini paylaşan Ağaoğlu, şunları ekledi:

“23 Ekim’de Merkez Bankası’nın 150 baz puan faiz indirimi yapmasını bekliyorum. Ancak hane halkının reel gelirinde azalma var. Servet etkisiyle tüketim canlı görünse de, net faiz kazancı enflasyonun altında kalıyor. Maliye’nin Merkez Bankası’na destek vermemesi halinde 2026 yılı da ekonomik açıdan zorlu geçecek.”