Ticaret Bakanlığı, konut ilanlarında görülen fahiş fiyat artışlarını önlemek amacıyla yeni bir adım attı. 30 Mayıs 2025’te yürürlüğe giren yönetmelik değişikliğiyle, yalnızca emlak işletmeleri değil, ilanlara konu taşınmazların mal sahipleri de artık denetim altında olacak.
Mal sahiplerinin, genel ekonomik verilerle uyumsuz ve gerekçesiz şekilde yaptığı fiyat artışları yasaklandı.
Taşınmaz Ticareti Hakkındaki Yönetmelik'te yapılan değişiklikle birlikte, artık sadece emlak işletmelerine değil, mal sahiplerine de yaptırım uygulanacak. Yönetmeliğe göre, fiyat artışı için haklı gerekçe sunamayan ve spekülatif artış yapan malikler idari ceza ile karşı karşıya kalabilecek.
2025 yılı başından itibaren fahiş fiyat artışları nedeniyle binin üzerinde emlak işletmesine toplamda 100 milyon TL’nin üzerinde para cezası uygulandığı belirtildi. Uzmanlara göre, bu fiyat artışlarının büyük kısmı mal sahiplerinin talebi doğrultusunda yapılıyordu. Yeni düzenleme ile mal sahiplerinin de sorumlu tutulması sağlandı.
İlan fiyatlarının incelenmesinde döviz kuru, altın fiyatları, enflasyon gibi birçok ekonomik veri dikkate alınıyor. Ancak gayrimenkul fiyatlarındaki artış için net bir üst sınır belirlenmiş değil. Sektör temsilcileri, fiyat artışlarının belirli parametrelere bağlanması gerektiğini vurguluyor.
Emlak işletmelerine uygulanan ceza 2025 itibarıyla 150 bin TL’ye kadar çıkabiliyor. Mal sahiplerine uygulanacak cezaların net tutarı açıklanmadı ancak benzer seviyelerde olması bekleniyor. Özellikle son bir yılda yüzde 70-80’in üzerinde fiyat artışı yapan taşınmazlar mercek altına alınacak.
Yeni düzenlemenin fiyatlara etkisi henüz tam olarak hissedilmese de, sektörde dikkatli bir bekleyiş var. Elektronik İlan Doğrulama Sistemi’nin (EİDS) devreye girmesiyle denetimlerin daha da sıkılaşması bekleniyor.
Bazı mal sahiplerinin piyasa gerçeklerinden uzak fiyatlarla ilan verdiği biliniyor. Bu durum hem tüketiciyi yanıltıyor hem de piyasada dengesizlik yaratıyor. Uzmanlar, ilanların belirli bir fiyat aralığında girilmesini sağlayacak sistemlerin geliştirilmesi gerektiğini belirtiyor. Avrupa ülkeleri ve Dubai gibi örnekler, bu sistemin uygulanabilirliğini gösteriyor.