“Ne aydı ama!” Dediğinizi duyar gibiyim. Merkez Bankalarının faiz kararları, Trump-Çin ticaret görüşmeleri, ABD’de Kripto Yasa çalışmaları derken İsrail’in İran’a nükleer riski gerekçe göstererek saldırması saydığım tüm başlıkları unutturdu. 12 Gün Savaşı olarak adlandırılan bu çatışmaya ABD’nin dahil olması işin rengini değiştirdi. Bitcoin 100 bin doların altına geriledi, petrol tırmandı derken ateşkes haberi geldi. Peki Lider Kripto nasıl bir sınav verdi? Soruyu Kripto Para Uzmanı Ozan Kara’ya ilettim.
Kara; “İsrail-İran savaşı ve ABD’nin müdahalesi gibi jeopolitik gelişmeler, kripto para piyasalarını doğrudan etkiliyor. Ateşkes haberleriyle birlikte BTC’nin hızla toparlanması ve 106.000 dolar seviyelerine geri dönmesi, yatırımcıların Bitcoin’e olan güvenini gösteriyor. Altcoinler daha yüksek volatilite sergilerken, BTC’nin istikrarlı bir seyir izlemesi, kurumsal yatırımcıların portföylerinde Bitcoin’e daha fazla yer verdiğini ve onu dijital bir “güvenli liman” olarak gördüklerini gösteriyor. Ancak, bu durum Bitcoin’in piyasa dominansını artırırken, altcoinlerin performansını baskılayabilir. Jeopolitik riskler karşısında kripto para piyasası, özellikle Bitcoin öncülüğünde, geçmişe kıyasla daha dayanıklı bir sınav veriyor. Ancak, yatırımcıların kısa vadeli dalgalanmalara karşı temkinli olması ve portföylerini çeşitlendirmesi önemini koruyor.” dedi.
Fed Haziran toplantısında faizi sabit bıraktı. Ayın sonunda senatoda konuşma yapan Başkan Powell, “bekle-gör” mesajını yineledi ve risklere dikkat çekti. Piyasa bu yıl için iki faiz indirimi öngörüsünü koruyor. Kara’ya göre Fed önümüzdeki dönem daha güvercin bir duruş sergileyecek; “Bu yıl içinde iki ya da belki üç faiz indirimi görmemiz çok olası. Böyle bir senaryoda, likiditenin yeniden artması ve getiri arayışının öne çıkması, doğrudan riskli varlıklara olan talebi artıracaktır. Bitcoin burada çok özel bir konumda duruyor çünkü artık sadece spekülatif bir araç değil; özellikle kurumsal yatırımcılar için yapılandırılmış, regülasyonlara tabi ve gittikçe daha erişilebilir bir yatırım aracı haline geldi. Spot ETF’lerin onaylanmasıyla birlikte kurumsal girişlerin hacmi çok net biçimde görülüyor bu da fiyatın belirli seviyelerin altına düşmesini engelliyor. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Eğer bu senaryo devam ederse, yıl sonunda Bitcoin’in 200 bin dolar seviyesine ulaşması bence oldukça mümkün.”
Takip ettiğimiz bir de ETF takvimi var… Konuya ilişkin Ozan Kara’nın analizi şu şekilde; “Analistlere göre Litecoin ETF’i muhtemelen ilk onayı alabilecek adaylardan biri, ancak Solana ETF’lerinin de hemen ardından gelmesi bekleniyor. Hatta Bloomberg ETF stratejistleri, SEC’in Solana ETF başvurularını Temmuz gibi erken bir tarihte onaylayabileceğini ve Solana’nın bu “altcoin ETF yazı” dalgasının başını çekebileceğini belirtiyor. Olası ilk onaylar için takvim soracak olursanız, bazı ETF’ler için resmi karar tarihlerinin 2025 sonbaharına kadar uzatıldığı bilinse de, piyasadaki beklenti birkaç onayın yaz aylarında gelebileceği yönünde. Altcoin ETF haberleri fiyatlamalarda önceki yıllardaki gibi abartılı bir ralliye yol açmasa da, bu gelişmeler altcoin ekosistemi için önemli bir adım ve kurumsal benimsenme açısından pozitif. Piyasa olgunlaştıkça yatırımcı ilgisi daha seçici hale geldi, fakat uzun vadede bu tür ETF’ler sayesinde Solana gibi güçlü projelerin daha geniş kitlelerce benimsenmesi ve istikrarlı bir şekilde destek bulması beklenebilir.”
Elbette bireysel yatırımcı başımızın tacı ancak kurumsallar öyle bir oyuna girdi ki oyunun dengesi de nerdeyse değişti. Dolayısıyla bireysel/kurumsal yatırımcı dengesi piyasada etkili mi değil mi insan merak etmeden edemiyor. Kara konuyla ilgili; “Kripto para piyasası ilk yıllarında ağırlıklı olarak bireysel yatırımcıların hakimiyetindeydi. Ancak 2020’den itibaren ABD’de kurumsal ilgi belirgin şekilde arttı. Michael Saylor’un şirketi MicroStrategy’nin bilançoya Bitcoin eklemesiyle başlayan trend, 2021’de Tesla gibi büyük şirketlerin de yüklü alımlar yapmasıyla hız kazandı. Son olarak GameStop gibi beklenmedik firmalar bile 2025’te yüz milyonlarca dolar değerinde Bitcoin aldıklarını duyurarak kurumsal ilgiyi yeni bir seviyeye taşıdı. Yeni bir araştırmaya göre 2025 yılında şirketler, ETF’leri ve bireysel yatırımcıları geride bırakarak net bazda en büyük Bitcoin alıcısı konumuna ulaştı. Şirketlerin toplam Bitcoin varlıklarında yılbaşından bu yana 157 bin BTC’lik artış görülürken, bireysel yatırımcıların elindeki Bitcoin miktarı aynı dönemde 247 bin BTC azalmış durumda. Bu dağılımın önemli etkileri var. Bir akademik çalışma, kripto piyasasında perakende yatırımcıların yoğun varlığının özellikle piyasalar dalgalı iken idiosenkratik (habere özgü) volatiliteyi artırdığını gösteriyor. Bireysel yatırımcılar genellikle FOMO (fırsatı kaçırma korkusu) ve sürü psikolojisi ile hareket ederek yükseliş dönemlerinde piyasaya akın ediyor, düşüşlerde ise panikle çekilebiliyor. Sonuç olarak kripto fiyatlarında, geleneksel varlık sınıflarına göre daha sert ve ani dalgalanmalar gözlemleniyor. Nitekim uzmanlar, bir yükseliş trendinin büyük ölçüde bireysel alımlarla körüklendiği durumlarda bunun sağlıklı ve sürdürülebilir bir tablo olmadığına dikkat çekiyorlar. Yani kriptoda bireysel yatırımcının baskın olması, piyasadaki volatilitenin görece yüksek seyretmesine ve fiyat grafiklerinde ani düzeltmelerle kendini gösteren oynak yapılara yol açıyor.” yorumunu yaptı.